KÖYÜMÜZÜN ŞİİRLERİ SALMANKAS


S A L M A N K A S


17.071997 Salmankas... 


Bizim salmankas, kışın çok soğuk 

Soğuktan insanlar öksürür boğuk boğuk 

Tam altı ay yol yok, iz yok, haber yok. 

Tandırdan dumanı götürür horuk. 


Gözler yanar tezek dumanın dan mı? 

Tandırın tütmesi külve sinden mi? 

Eller çatlar soğuktan dikenden mi? 

Bizim salmankasın düşü çok soğuk 


Çile çekmiş salman kas’ta duranlar 

Kelepçeyle kem yapan, tırpan vuranlar 

Deste yapıp ot bağlamış insanlar 

Yaşayanlar bilir yaşamayan zor anlar 


İneklere sığır mal derler bizde 

Öküzlerle atlar her zaman gözde 

Harmanlar sörmüşüz küçücük düzde 

Sonbaharda dertler katlanır bizde 


Evler küçücüktür tandır hayat bir oda 

Odanın içinde peşgodur soba 

Ahırdan gübreyi doldururlar sepete 

Taşınmazsa sepet naz derler bizde 


Yazın kırk gün koyun yaylada kalır 

Çadırdan kurt kapar perde sağılır 

Koyunun yattığı komlar sıcak olur 

Havlarsa köpekler hoşt derler bizde 


Arpa eksen boyu tam yirmi santim 

Arpa samanını sanırsın altın 

Sapla saman aynı olsa da farkı 

Bartı bağırınca sus derler bizde 


Çavdarın unundan yaparlar ekmek 

Lahana çorbası en iyi yemek 

Yemem desen, yok ki! Başka seçenek 

Bir yıllık kuzular tohğludur bizde 


Armudun koyağı mağra boğazı 

Ayvazlı, kodillar, nebi yurt güzün 

Bir diken olur ki boyumdan uzun 

Haşlanır dikenler yal olur bizde 


Bizim oralarda yazın çayırlar 

Gelip geçen her yolcuyu ağırlar 

Soğuktur suları, patika yollar 

Misafir perverdir komşular bizde 


Duman gelir çöker, göz gözü görmez 

Kaybolan inekler, nerde bilinmez 

Lamba, Fener gazyağı ile yanar 

Lüküz fitiline kül derler bizde 


İlyasım salmankas aklıma geldi 

Çektiğim çileyle gözlerim doldu 

Eski insanların hepside öldü 

Şimdi yalnız dua beklerler bizden... 


İlyas Kılınçarslan


Bizim Eller




05.11.2008 Salmankas

Gecesi karanlık vadisi derin
Soğuktur suları buz gibi serin
Çiçeğine hayran olur gözlerin
Yaylası başkadır bizim ellerin

Dumanı, çisesi, boran ve karı
Bir başka yaşarız burda baharı
Kara kartal gezer, engin dağları
Kayası başkadır bizim ellerin

Sevdasına hasret çeker gönüller
Kınalı parmağı özler gelinler
Boynu bükük, garip öter bülbüller
Türküsü başkadır bizim ellerin

Çayırı, çimeni, gülü dikeni
Patika yolların yormaz bileni
Burada muhabbet mest eder beni
Sevdası başkadır bizim ellerin

İlyas’ım yazmakla ömür doldurdum
Mazlumu savundum hakkı korudum
Değer verdiğimden çok değer gördüm
İnsanı başkadır bizim ellerin

                                                     

D ü ğ ü m l e n d i S ö z l e r 

29.10.2008 Salmankas

Sulu sepken düştü bizim dağlara
Nazar ediyorum doyamıyorum
Hatırlatır bana yâri yareni
Bilmem buralarda ne arıyorum.

Karanlık çökerdi su kararırdı
Sessizlik çökerdi eve ocağa
Bilen bilir bizim evin halini
O eski yılları hatırlıyorum.

Bağlayan ne bilmem beni buraya
Aşığıyım sevdalıydım sılaya
İstesem de şimdi dizim tutmuyor
Çıkıp ta bakamam eski ovaya

Gezebilsem bile özlemim bitmez
Anılar gözümün önünden gitmez
Anlatmaya kalem, kâğıtlar yetmez
Düğümlendi sözler yine gırtlağa…





Y a r G ü m ü ş h a n e...

11.07.1997 İstanbul

Zigana dağınla harşit çayınla
Kızıl kuşburunlu yaylalarınla
Elma bahçelerin konaklarınla
Güllerin şehrisin sen Gümüşhanem

Madenli dağların soğuk suların
Karaca mağarası sanki mumyalı
Meşhurdur pestilin kaymağı balın
Oğul veren şehir sen Gümüşhanem

Kürtünde barajın okyanus gibi
Zirvende Karagöl görünmez dibi
Adını gümüşten aldığın gibi
Benden de bir şiir al Gümüşhanem

Şenlik Kadırgadan kazık beline
Kimse su dökemez senin eline
Baharda benzersin taze geline
Türkülerde saklı söz Gümüşhanem

Ahmet Ziyauddin Gümüşhane’vi
Sultan Süleyman’ın Otağı evi
Nakşı ve Kadiri; bütün, mesnevi
Evliyalar şehri can Gümüşhanem

Kılınçarslan seni özledi yazar
Senin toprağında isterim mezar
Aklıma düşünce gözlerin dolar
Yarların yârisin yar Gümüşhanem.

Şırandadır tomara şelalesi                       
Serin karanlığın tam abidesi
Çakır göldür turnaların adresi
Doğa harikası gül Gümüşhanem

Kelkit çayın vadilerin neşesi
Örümcek ormanlarının çamı meşesi
Güzellikler dolu her bir köşesi
Çehresi hoş dili bal Gümüşhanem

Bir yanın Erzincan bir yanın Bayburt
Mekke’nin küçüğü sensin güzel yurt
Köse, Kürtün, Torul, Şiran ve Kelkit
Buram – buram hasret yol Gümüşhanem.

Zigana Tüneli, kuzeyindedir.
Salmankas Köyümse yüreğimdedir.
Harşit çayı senin göbeğindedir.
Kaleleri dağları bol Gümüşhanem

Nice kahramanlar çıkmış bağrından
İnsanların ümit vardır yarından.
Selam sana gurbet diyarlarında
Her Bahar ordayım bil Gümüşhanem

Gümüşün yatağı madenler sende
Çoktur Alabalık derelerinde
İnsanların çare olur her derde
Vatanım toprağım oy Gümüşhanem

Kılınçarslan seni özledi yazar
Senin toprağında isterim mezar
Aklıma düşünce gözlerin dolar
Yarların yârisin yar Gümüşhanem.