ARSLANCA - SALMANKAS KÖYÜ'NÜN TARİHİ

 KISA BİLGİLER

Ülke:  Türkiye

İl:        Gümüşhane

İlçe:    Merkez

Coğrafi bölge: Karadeniz Bölgesi

Konum: Araklı – Bayburt yolu 

üzeri. 60. Km’de yer alır.

Yükseltisi: Köy merkezi: 2100 m.

Köyün eski adı Salmankas'tır. Köy, sınırları içinde bulunan Salmankas Geçidi'yle aynı adı paylaşır.

KÖYÜN ADININ ANLAMI:

Salmankas adının etimolojisine ilişkin farklı görüşler bulunmaktadır.

Bir görüşe göre, Salmankas kelimesi Arapça ve Farsça unsurların birleşiminden oluşmuş olup “sisin yoğunlaştığı veya dumanın toplandığı ve dağıldığı yer” anlamına gelmektedir. Bununla birlikte, adın Rumca kökenli olabileceği yönünde de iddialar vardır; ancak bu savı doğrulayan somut bir veri mevcut değildir.

Tarihçi yazar Mehmet Bilgin’e göre, Salmankas adı Oğuzların Peçenek boyuyla ilişkilidir. Bilgin, Doğu Karadeniz Tarihi adlı eserinde SALMA kelimesinin Peçenek boyuna ait bir isim olduğunu ve Karadeniz bölgesinde şahıs adı olarak da kullanıldığını belirtir. Ayrıca, bu ismin bir köy ve bir dağ geçidine de adını verdiğini ifade etmektedir.[1]

Araştırmacı yazar Güngör Üçüncüoğlu da benzer bir şekilde, Salmankas isminin Türkçe kökenli olduğunu ve Oğuzların Peçenek boyuyla bağlantılı bulunduğunu savunmaktadır. Üçüncüoğlu’na göre Karadeniz’in kuzeyinde, Don Nehri kıyısında yer alan Salmakoai adlı bir Peçenek kalesi bu bağlantıyı destekleyen tarihsel bir kanıt niteliği taşımaktadır.[3]

BURAYA TIKLAYARAK KÖYÜN ADI İLE İLGİLİ AYRINTILI BİLGİ EDİNEBİLİRSİNİZ: https://arslancakoyu.blogspot.com/2018/11/koyumuzun-adi-hakkinda.html

TARİHÇE

EN ESKİ KAYITLAR

Tarihi belgelere ve verilere bakıldığında, köyün bulunduğu bölge ile ilgili ulaşılabilen en eski kayıtlarda Salmankas adına rastlanamamaktadır. Günümüzde Yağmurdere olarak bilinen yerin adının geçtiği ilk belgelerden birisi 1518 tarihine ait tahrir defteridir.[16] Ve o defterde Yağmurdere'nin adı ''Yağmurderesi'' olarak geçmektedir. 1518 yılı tahririnde, Yağmurderesi bir idari birim (nahiye) olarak mevcut değilken, Koğans köyleri arasında yer alan Yapaz köyü, "Yağmurderesi'ne tabi" olarak kaydedilmiştir; ancak 1530 tahririnde durum değişmiş, Yağmurderesi bir nahiye olarak kurulmuş ve bu defa Koğans'a bağlı olarak kayıtlara geçirilmiştir.[7]

1530 yılına ait  Osmanlı tahrir kayıtlarında aşağıdaki haritada da açıkça görüldüğü üzere Yağmurdere Nahiyesi'ne bağlı köyler arasında Salmankas köyünün adı bulunmamaktadır.[15] Bu durum, köyün o tarihlerde henüz kurulmamış olduğunu gösteriyor olabilir. Zira Osmanlı tahrir kayıtları incelendiğinde kimi yer ve köy adlarının zaman içerisinde kayıtlardan silinerek yenilerinin eklendiği görülmektedir.


Kaynak :  387 Numaralı Muhasebe-i Vilayet-i Karaman ve Rum Defteri. (937/1530) -
Defter-i Hakani Dizisi 3 - Ankara 1997[15]
Karakoyunlu, Sadri. İlimiz Bayburt. Ankara, 1990.[10]

1592 tarihli 46 Numaralı Tapu Tahrir Defterine göre ise: ''Yağmurderesi’nde 29 köy bulunmaktaydı. Bu köyler: Bayındır, Bendegü, Boğalu, Çorak-Özü, Elgir, Erilü-i Ulya, Eyranlu, Eyüman, Geçüt-Kışlak, Hahk-i Diğer, Hakih, Helis, İl-Kanis, Kozan, Mağara, Maharek, Markos, Pingal, Polar, Say Geçüd, Şeb-Hane, Uzun-Dut, Üç Taş, Vaniruci, Yapaz, Yerinde Kıl, Yılanlu, Yuvalı-ı Süfla, Yuvalı-ı Ulya köyleriydi.'' [2] Salmankas adı bu sayılan köyler arasında da bulunmamaktadır.

1642 yılına ait avarız defterleri kayıtlarına bakıldığında Yağmurdere'ye bağlı köylerin: İkiz (İkiz), Yuvalı-ı Ulya (Yukarı Yuvalı), Bandamil (Beşoba), Bankal (Beşoba ve Yağmurderesi arasında mevki), Balahor (Akocak), Gavras (Kayabaşı), Çorak (Çorak), Yapaz (Esenler), Keşişkendi (Yağmurdere’nin merkezi), Şebhâne (Şephâne), Aşağı Yuvalı (Aşağı Yuvalı), Zugi (Aşağı Yuvalı ve Yukarı Yuvalı arasında mevki), Bandarlak (Bandırlık), İncesu (İncesu). şeklinde olduğu görülmektedir.[7] Burada sayılan köyler arasında yine Salmankas bulunmamaktadır.

Salmankas (Arslanca) köyünün adına 16. ve 17. yüzyıla ait Osmanlı tahrir defterlerinde (1518, 1530, 1592, 1642) rastlanmamaktadır. Söz konusu kayıtların yokluğu, köyün bu dönemde henüz teşekkül etmemiş olabileceği ihtimalini güçlendirmektedir. Bu görüşü destekleyen bir diğer unsur, günümüzde bölgede yer alan İsbatan, Gezge ve Alçakdere gibi köylerin de aynı tahrirlerde kaydedilmemiş olmasıdır. Buna karşılık, adı geçen defterlerde yalnızca Boğalı köyünün varlığına işaret edilmektedir.

Öte yandan, 1591–1642 yılları arasındaki 51 yıllık süreçte bölgede bazı köylerin terk edildiği, bazı yeni köylerin ise kurulduğu arşiv kayıtlarıyla tespit edilmiştir.[7] Bu bağlamda, Salmankas’ın söz konusu dönemde ya mevcut olmaması ya da çok düşük bir ihtimal dahilinde farklı bir ad altında kayda geçirilmiş olması mümkündür.

Sonuç olarak, mevcut arşiv verileri Salmankas köyünün 16. ve 17. yüzyıl kayıtlarında yer almadığını göstermektedir. Ancak, ileride ortaya çıkabilecek yeni belgeler doğrultusunda bu değerlendirmelerin güncellenmesi ihtimali göz ardı edilmemelidir.


Salmankas’ın Tarihine Dair Kaynak Problemi ve 19. Yüzyıl İdari Bağlamı

Salmankas köyüne ilişkin olarak 18. yüzyıla (1700’lü yıllara) ait herhangi bir kayıt veya belgenin henüz bulunmadığı görülmektedir. Köyün adının geçtiği bilinen en eski belge 1870 yılına aittir (1870 yılı Trabzon Salnamesi). Dolayısıyla 18. yüzyıl için ciddi bir kaynak boşluğu söz konusudur.

Bununla birlikte, 19. yüzyıl Osmanlı arşiv belgeleri, Salmankas’ın dolaylı olarak izlenebilmesi açısından önemli ipuçları sunmaktadır. Nitekim Gümüşhane, 19. yüzyılın ilk yarısında Trabzon’a bağlı olup, dönemin güçlü valilerinden Osman Paşa’nın divanında “Emanet-i Gümüşhane” adıyla anılmıştır.[13] 1849 yılına ait nüfus ve yoklama defterlerinde ise Gümüşhane Sancağı, Kaza-i Nefs-i Gümüşhane (Nâm-ı Diğer Torul) olarak kaydedilmiş; sancak, Kelkit, Kovans, Maçka ve Milas olmak üzere beş kazadan oluşmuştur. Sancak bünyesindeki nahiyeler arasında ise Santa, Alansa, Niv, Geçge, Harşit, Aşağı Kürtün, Yukarı Kürtün, Özmesahor ve Yağmurdere bulunmaktadır.[8][12] Ayrıca 1837 tarihli nüfus defterlerinde de Yağmurdere nahiyesi Gümüşhane’ye bağlı bir idari birim olarak zikredilmektedir.[14]

Bu bilgiler, 19. yüzyılda Yağmurdere nahiyesine bağlı olan Salmankas’ın, dönemin nüfus ve yoklama defterlerinde dolaylı biçimde yer alma ihtimalini güçlendirmektedir. Dolayısıyla, bu defterlerin ayrıntılı biçimde incelenmesi ve transkripsiyonlarının yapılması halinde, Salmankas’ın kuruluşu, gelişimi ve 19. yüzyıldaki sosyo-ekonomik yapısına dair yeni ve özgün bilgilerin elde edilmesi mümkündür. Böyle bir inceleme, yalnızca köyün tarihine dair mevcut boşluğun doldurulmasına değil, aynı zamanda bölgenin yerleşim tarihinin daha bütüncül şekilde anlaşılmasına da katkı sağlayacaktır.


SALMANKAS ADININ GEÇTİĞİ EN ESKİ BELGE

Salmankas’ın adının geçtiği ve şimdiye dek ulaşılabilen en eski belge, 1870 yılı Trabzon Salnamesi’dir. İlgili salnamede Yağmurdere'ye bağlı 25 köyden birisi de Salmankas olarak görünmektedir. Bu salnamede (yıllık) Salmankas: Trabzon Vilayeti, Gümüşhane Sancağı, Yağmurdere Nahiyesi, Salmankas Karyesi (köyü) şeklinde yer almaktadır.[6]

1875 Yılında Bayburt’a Bağlanma Teşebbüsü

Tarihi kayıtlara göre, Salmankas köyüne dair bir diğer önemli bilgi 1875 yılına dayanmaktadır. Bu tarihte Salmankas, Gezge, Filas, Kavlatan, Alçakdere ve Boğalı köylerinden oluşan altı yerleşim biriminin, Trabzon Vilayeti ve Gümüşhane’den ayrılarak Bayburt’a bağlanması yönünde bir talep gündeme gelmiştir. Ancak söz konusu köylerin halkı bu idari değişikliği kabul etmemiştir. Dolayısıyla, Salmankas ve diğer köyler Bayburt’a bağlanmamış, mevcut idari yapılarını korumaya devam etmiştir.[5][8][12]

1876 Trabzon Salnamesine göre Salmankas'ta 45 nüfus, 85 hane, 65 inek, 30 öküz, 22 at, 43 keçi, 511 koyun vardır. Küçükbaş hayvanlardan 1662 kuruş vergi alınmıştır. 4422 kuruş da aşar vergisi alınmıştır. Ayrıca Salmankas o devirde Yağmurdere nahiyesi içerisinde 3288 kuruş ile en fazla vergi veren köydür.[4]

Trabzon'un Rus İşgaline ilişkin Mareşal Fevzi Çakmak, 3 Mayıs 1916 tarihli günlük kaydında Salmankas'tan bahsetmiştir.[9]

Kaynak: Hatemi, Nilüfer. Mareşal Fevzi Çakmak ve Günlükleri.
Cilt 2. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2002.[9]

Rus işgaline ilişkin köylülerden elde edilen bilgiler ise, Rus işgali esnasında Ruslar tarafından köyde bir evin karargâh olarak kullanıldığı ve sivil halka herhangi bir ciddi zarar verilmediği yönündedir. Kimi köylülerin, Ruslar tarafından kesilip yenilmesin diye ineklerini mağaralara sakladığı da yine aktarılan bilgiler arasındadır. Köyde Trabzon Köprübaşı Arpalı mahallesinden bir adet şehidimize ait kabir de bulunmaktadır.

Konumu itibarıyla önemli bir geçit güzergahında bulunan Salmankas’a ilişkin eski kayıtlardan birisi de Kazım Karabekir Paşa’nın 1 Ocak 1920 tarihli telgrafıdır. İlgili belgede Bayburt’ta çıkan Şeyh Eşref (Hart) isyanı nedeniyle Araklı’daki bir tabur askerin Salmankas’a getirildiğine ilişkin bilgiler yer almaktadır. Söz konusu belgeye T.C. Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı’ndan ulaşılabilmektedir.[29]

Köye ilişkin eski kayıtlardan bir diğeri de 12/07/1935 tarihli ve Mustafa Kemal Atatürk’ün imzasını taşıyan bir resmî belgedir. Bu belge ile birlikte köyden birtakım kişi ve aileler arazi sağlanmak suretiyle Erzincan’ın Çayırlı köyüne iskân edilmiştir. Bu arşiv kaydı da T.C. Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı’nda bulunmaktadır.

Örenler Köyü'nün Salmankas'tan ayrılması ise 17 Mayıs 1955 tarih ve 9008 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan karar ile Yağmurdere Nahiyesi'nin Salmankas Köyüne bağlı Örenler Mahallesi'nin 31.08.1954 tarihinden itibaren ayrı bir köy haline getirildiği belirtilmiştir.[31] Bu karar ayrıca 6 Haziran 1955 tarihli T.C. Maarif Vekaleti Dergisi 854. sayısında da yayımlanmıştır.[23]

6 Haziran 1955 tarihli, 854 sayılı T.C. Maarif Vekaleti Dergisi

KÖYÜN KURULUŞUNA İLİŞKİN DİĞER BİLGİ VE SÖYLENTİLER

Köyün kuruluşuna dair yazılı bir belge bulunmamakla birlikte, sözlü tarih anlatıları, köyün nüfusunun büyük ölçüde Of ve Sürmene bölgelerinden gelen ailelerden oluştuğunu göstermektedir. Bu anlatılara göre, köyü kuran veya ilk yerleşen kişilerin, Davut ve Süleyman adında iki kardeş olduğu rivayet edilir. Rivayetler, bu iki kardeşin, Sürmene'de bir "vurgun" sonucu vefat eden diğer kardeşleri Bayraktar'ın ardından buradan ayrılarak Salmankas'a yerleştiklerini ileri sürmektedir. Köyde bugün Davutoğulları ve Süleymanlılar olarak bilinen sülalelerin varlığı, bu anlatının doğruluğuna işaret etmektedir.
Ayrıca, sözlü aktarımlar, köye Of ve Sürmene'den gelen ailelerin yerleştiği bilgisini güçlendirmektedir. Bu iddia, köyde rastlanan Şatıroğlu ve Gedikoğlu gibi bazı sülale adlarının, aynı adlarla Of ve Sürmene yöresinde de bulunmasıyla desteklenmektedir. 

Köye, aynı zamanda Zugi köyü civarlarından gelen ailelerin de yerleştiği belirtilmektedir.

Aynı şekilde, 1954 yılında Salmankas'tan ayrılarak müstakil bir köy statüsü kazanan Örenler'in de Of ve Rize'nin Cimil bölgesinden gelen aileler tarafından kurulduğu yönünde bilgiler mevcuttur. Bu ailelerin arasında Rize'nin İkizdere ilçesinden gelen (eski soyadı Demir, şimdiki Durmuş olan) Alioğulları ile Of veya Rize'den göç ettiği sanılan Okur soyadlı ailelerin köyün ilk sakinlerinden olduğu aktarılmaktadır.

Ayrıca, ‘Öteki Mahalle’ olarak bilinen ve eski adı ‘Gedikoğlu Mahallesi’ olan bölgede, geçmişte ‘Ayvazoğulları’ adlı bir ailenin yaşadığı sözlü rivayetlerle aktarılmaktadır. Bu ailenin bir dönem ani bir şekilde göç ettiği, ancak nereye gittiklerinin bilinmediği ifade edilmektedir. Günümüzde ise bu mahallede hâlen ev kalıntılarının yanı sıra ‘Ayvazoğlu’ adını taşıyan bir yerleşim izi mevcuttur.

KÖYDEKİ ESKİ YAŞANTI TARİHİ

Eğitim Faaliyetleri

Köyde yaşayan yaşlıların aktardığı sözlü bilgilere göre, geçmişte Salmankas’ta dini eğitim verilen bir medrese bulunmaktaydı. Köy halkı uzun yıllar boyunca dini bilgilerini bu medrese aracılığıyla edinmiştir. Medrese olarak kullanılan yapı günümüzde depo olarak değerlendirilmektedir. Bununla birlikte, köyde modern anlamdaki eğitim faaliyetleri 1952 yılında açılan ilkokul ile başlamıştır. Bu tarihten itibaren köy sakinleri eğitimlerini büyük ölçüde bu okulda sürdürmüştür.

Sözlü aktarımlara göre, bölgede kışların sert ve yoğun kar yağışlı geçmesi nedeniyle köy halkı, kışlık erzak hazırlıklarını güz aylarında yapmaktaydı. Hazırlanan erzak, kış ayları boyunca temel geçim kaynağı olarak kullanılmaktaydı. Ayrıca kış gelmeden önce köylülerin, başta Araklı ve Bayburt olmak üzere çevre yerleşimlerden ihtiyaç duydukları eksiklikleri temin ettikleri belirtilmektedir.

1970’li yıllarda köylüler, başta İstanbul olmak üzere Trabzon, Erzincan illerine göç etmeye başlamıştır. Bugün köylülerin çok büyük bir kısmı İstanbul Bağcılar’da yaşamaktadır. Köy derneği de İstanbul'un Bağcılar ilçesinde bulunmaktadır.

Akçaabat’ın köylerinden tütüncülerin köye gelerek tütün sattığı bilgisi aktarılmıştır. Köylüler eskiden özellikle Of ve Rize’ye çalışmaya gitmiş ve çay toplayarak, inşaatçılık yaparak geçim sağlamışlardır.

MAHALLELER VE SÜLALELER

Şatıroğlu Mahallesi, Orta Mahalle, Gedikoğlu Mahallesi ve Kale Mahallesi olarak sayılabilecek 4 mahalleden oluşmaktadır.

Davutoğluları: Kılınçarslan, Yavuz, İder ve Davutoğlu olarak dört soyadına ayrılmıştır.

Şatıroğluları: Ertürk, Alsaç ve Şatıroğlu olarak üç soyadına ayrılmıştır.

Gedikoğluları: Gedik ve Taş olarak iki soyadı olmuştur

Bekiroğluları: Yıldırım ve Çelik olarak onlarda iki soyadı almışlardır

Bedükoğulları köydeki arazilerini tamamen satarak Bayburt ve Erzincan’a göç etmişler yeni soyadları Yıldız ve Duran olarak bilinmektedir.

Davut ve Süleyman’ın kardeş oldukları bilinen Süleyman oğulları: Doğan soyadını almış Doğan soyadlarını sürdürmektedirler

Mavioğulları: ise Demirkıran soyadını alarak bu soyadlarıyla devam etmektedirler.

Hemen karşısında yer alan ve 1954' kadar Salmankas'ın bir mahallesi olan Örenler köyü ise tahminen 250-300 yıl önce kurulmuştur. Köye ilk gelen sülaleler  Rize ilinin İkizdere ilçesinin Cimil köyünden (eski soyadı Demir şimdiki Durmuş olan) Alioğulları başka bir söylentiye göre Rize diğer rivayete göre Trabzon Of’tan göç ettiği sanılan Okur soyadındaki kişiler köyün ilk sahiplerindendir. Sonra Çelikler Başlar, Ezberler, Gündoğdular, Canlar ve diğerleri göç etmiştir.

Örenler Köyü muhtarlık olup Salmankas'tan ayrılırken Salmankas köyünün de ismi Arslanca olarak değiştirilmiştir.

COĞRAFYA

Gümüşhane merkezine 90 km uzaklıktadır. Trabzon Araklı'ya 64 km ve Bayburt'a 60 km uzaklıkta bulunan köyün Gümüşhane ile ilişkisi resmiyetten öteye gidememektedir. Nitekim bölgede yapılan akademik çalışmalarda da bu durum ortaya konmuştur. Bölgedeki köylerin bir kısmının Araklı'ya, bir kısmının da Gümüşhane'ye bağlı olduğu ancak bu köylerin Gümüşhane ile hiç irtibatı olmadığı ortaya ilgili çalışmalarda belirtilmiştir.(28) Sınır köylerindendir. Dolayısıyla kültürel altyapı olarak Trabzon’a yakındır. Araklı Karadere Vadisi’nin en son köyüdür. Köy merkezinin yükseltisi 2100 metre dolaylarındadır. Orman üst sınırının bittiği noktada yer almaktadır. Günümüzde köyde doğal orman bulunmamaktadır. Eski dönemlerde ormanın köy içine kadar geldiği ancak köylülerin hem ısınmak hem de satarak geçim sağlamaları amacıyla ormanı kesmeleri neticesinde ormanlık alanın yok olduğu aktarılmıştır. Ormana 4 km uzaklıkta olan Arslanca köyü, 1985 yılında Orman köyü vasfından istenmeyerek çıkarılmıştır. 2009 yılının İlkbaharında Dernek ve köylülerin kendi imkân ve katkılarıyla 4500 adet çam ağacı ve huş ağacı fidanı dikilmiştir. Köylülerin emekleriyle oluşturulan bu ormana SALMANKAS KÖYÜ ŞEHİTLER ORMANI adı verilmiştir.

Tapu sınır kayıtlarında Salmankas yeni adıyla Arslanca köyü sınırları söyle sıralanmaktadır: 

Doğudan: Gezge Köyü, Çakır Ali Tepesi, Seller Boğazı, Vız Vız Tepesi, Karpuz Kaya, Hanege Boğazı,

Güneyden: Nehr-i Çayır, Eski Hanlar, Yeni yurt Boğazı;

Batıdan: Sultan Çayırı Boğazı, Köy Irmağı, Orta Yol, Mezarlık, Keşan Yolu, Erikli Yaylası Başı;

Kuzeyden: Gezge Meşesi, Macar Çayırı, Harmancık Düzü, Eşek Taşı, Çevirmelerden iki kelif, Hanefi yatak sırtı üstündeki Keşan yolu olarak bilinmekte ve mahalli idareler müdürlüğünde de kayıtlar bu şekilde görünmektedir.

Trabzon Araklı'ya 64 km uzaklıktadır. Denizden 2130 metre yükseklikte olan köy merkezi, rakım 2280 de olan Salmankas Geçidi'ni sınırlarında barındırmaktadır.

Ormana 4 km uzaklıkta olan Arslanca köyü 1985 yılında Orman köyü vasfından istenmeyerek çıkarılmıştır.

Salmankas ve mahallelerini gösteren uydu görüntüsü.

Köyde, günümüzde köy sınırları içerisinde kalan ve halk arasında ''Hanege'' olarak adlandırılan terk edilmiş bir köy yeri bulunmaktadır. Hanege, Farsçada ''hane-gah'' ''ev yeri'' anlamında Türkçeye geçmiş olan bir sözcüktür. Söylentiye göre zamanında o bölgede bir köyün bulunduğu ancak insanların sinek, olumsuz iklim koşulları vb. nedeniyle bölgeyi terk ettiği rivayet edilmiştir. Uydu görüntüleri incelendiğinde eski ev temellerinin halen tespit edildiği görülmektedir.

Eski köy kalıntısının uydu görüntüsü.


KÜLTÜR VE MİMARİ

Ağız, gelenek/görenekler, kültürel altyapı bakımından Trabzon'a daha yakındır. Dilde Doğu Karadeniz Bölgesi'nde olduğu gibi Rumca, Lazca ögeler bulunur. Gümüşhane içerisinde diğer bölgelerden ayrışarak Trabzon ağzının özelliklerini yansıtan bir özelliği vardır. [11] Konuşma özellikleri Trabzon'un Araklı ilçesini andırır. Bu konuda Gümüşhane yöresi ağızlarını inceleyen uzmanlar Salmankas ve civarındaki köylerin ağızlarının Gümüşhane'den ayrıştığını ve Trabzon'a yakın olduğunu ortaya koymuştur.[27]

Köyün geleneksel halk oyunu horondur ve temel çalgısı kemençedir. Geçmiş dönemlerde kavalın da kullanıldığı köylüler tarafından aktarılmaktadır. Folklorik özellikleri bakımından köy, içinde bulunduğu Trabzon-Araklı Karadere Vadisi’nin kültürel yapısını yansıtmaktadır. Sözlü kaynaklara göre, geçmişte Salmankas’ta düğünlerde türküler söylenerek horon oynanmıştır. Ayrıca köyde ‘Ziya’ adında bir kemençecinin bulunduğu, atma türkülerin söylendiği ve bu türküler eşliğinde horon oynandığı ifade edilmiştir. Bununla birlikte, köyde Türkçeden başka bir dilin bilinmediği ve konuşulmadığı da köylüler tarafından dile getirilmektedir.

Gündüzleri dini eğitim verilen medresede köylülerin akşamları toplanarak ‘’kamçı’’ adı verilen oyunu oynayıp eğlendikleri; bu şekilde sosyalleşip, eğlencelerle vakit geçirdikleri aktarılmıştır.

Köyün geleneksel giyim kuşamı, yöresel kültürel etkileşimi yansıtan unsurlar barındırmaktadır. Aktarılan bilgilere göre, erkek giyimi zıpka adı verilen yerel pantolonlardan oluşurken, kadın giyiminde keşan ve peştamal gibi Doğu Karadeniz ve Trabzon yöresine özgü tekstil ürünleri öne çıkmaktadır. Bu giysiler, bölgenin kültürel coğrafyasıyla olan yakın ilişkiyi ortaya koymaktadır.

Yemek kültürü Karadeniz/ Trabzon yöresinin yemekleriyle aynıdır, Muhlama, Dönme kuymağı, Lahana sarması, Arpa pilavı, Kavut haşlaması, Lapa, fırında patates közleme vb. meşhur olanlarıdır. Tandır Ekmeği, Kete, Peynirli Gazinti, gibi hamur işi çeşitleri bulunmaktadır.

Ülkemizin dört bir yanına göç etmiş olan Salmankaslıların akrabalık, komşuluk ve dostluk bağları devam etmektedir. Bu akrabalık, komşuluk ve dostluk bağlarının daha güçlenmesi için 1991 yılında köylülerin yoğunlukta yaşadığı İstanbul’un Bağcılar ilçesinde Arslanca Köyü Sosyal Yardımlaşma, Kalkındırma, Kültür ve Turizm Derneği kurulmuştur.

MİMARİ

Ormana yakın bir köy olması nedeniyle ev yapımında ahşap baskındır. Günümüzde evlerin büyük bir çoğunluğu yenilenmiş, kimi evler ise yıkılarak ya da sıfırdan betonarme olarak inşa edilmiştir. Ancak eski evlerde kültürel mimari örneklerine rastlamak mümkündür. Kimi evlerde eskiden çatı tahtası olarak kullanılan hartamalar bulunmaktadır. Geleneksel teknikle inşa edilmiş evlerin çoğunluğu Hartamayla kaplanmıştır. 80-100 cm boyunda kesilmiş olan kütüklerin kesilmesiyle elde edilen Hartamalar, üst üste bindirilerek kaplanmakta ve rüzgâr etkisinden korunmak için üzerine sırayla taşlar konmaktadır.[19][17]

Öteki Mahalle'den eski ve tipik bir Salmankas
evinden hartama örnekleri.

Ancak günümüzde ‘’hartamalar’’ın yerini sac kaplamalar almıştır. Köydeki eski mimariye sahip yapılarda, yoğun kar yağışına karşı suyu ve karı kolayca tahliye edebilmek için yüksek eğimli kırma (hip) veya beşik (gable) çatılar kullanılmıştır. Yapıların ana taşıyıcı sistemi, bölgede bolca bulunan kaba yontulmuş yığma taştır. Bu malzeme, yüksek ısı depolama kapasitesi (termal kütle) sayesinde yazın serin, kışın ise sıcak bir iç ortam sağlar. Üst katlar ve çatılar için ise yine yerel ormanlardan elde edilen ahşap karkas ve kaplama malzemeleri kullanılmıştır. Bu, malzeme kullanımında bölgesel bir ekonominin ve ekolojik döngünün parçası olunduğunu gösterir.

        
Öteki Mahalle ve Şatıroğlu Mahallesinden tipik ve geleneksel yöntemlerle
inşa edilmiş Salmankas evleri.

Yapıların katmanlı yapısı, kırsal yaşamın gereksinimlerini doğrudan yansıtır. Zemin katlar genellikle depo, kiler veya hayvan barınağı (ahır) olarak kullanılırken, yaşam alanları üst katlara alınmıştır. Bu düzenleme hem hayvanlardan gelen ısıdan faydalanmayı hem de ıslak ve soğuk zeminle doğrudan teması kesmeyi amaçlar.                                                             

Ayrıca evlerin ön cephelerinde de yine Doğu Karadeniz mimarisine has özelliklere rastlamak mümkündür. Aşağıdaki görselde Öteki Mahalle’den ‘’Muska tekniği’’ kullanılmış bir ev görülmektedir. Muska tekniğinde de göz dolma tekniğinde olduğu gibi, ana ve ara taşıyıcılar aynı aralıklarla kurulmakta, yalnız küçük kesitli ahşap dikmelerin aralıkları daha büyük tutulmaktadır. Bu dikmelerin arasına ise 45 derece eğilmiş ahşap elemanlar yerleştirilmektedir.(18) Ayrıca yine Doğu Karadeniz mimarisinde sıkça rastlanan ahşap dolma tekniğine de rastlanmaktadır.

   

 Şatıroğlu Mahallesi'nden Ahşap Dolma tekniği ve Öteki Mahalle'den muska tekniği ile yapılmış eski ve tipik yöre mimarisine uygun evler. Ayrıca 1960'tan muska ve ahşap dolma tekniğinin uygulandığı evleri gösteren bir fotoğraf.

EKONOMİ

Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Salmankas köyünün başlıca gelirini yağ, peynir, yün ve çorap oluşturmaktadır. Köyde üretilen tereyağı, peynir ve yün Gümüşhane ve Trabzon’a gönderilmektedir. Arslanca Köyü ve yaylaları, meşhur Trabzon tereyağının üretildiği önemli Merkezlerden de biridir. Eskiden köylülerin ormandan ağaç keserek Bayburt’a ağaç satarak geçim sağladığı da bilinmektedir. Köylüler eskiden özellikle Of ve Rize’ye çalışmaya gidip çay toplayarak, inşaatçılık yaparak geçim sağlayanlar da olmuştur.

ALTYAPI BİLGİLERİ

Köyde, ilköğretim okulu vardır ancak kullanılamamaktadır. Köyün içme suyu şebekesi dağlardan getirilen suyla sağlanmıştır. Kanalizasyon şebekesi 2006 yılında köylünün kendi gayretleriyle yapılmıştır. Dağların zirvelerinden getirilen içme suyu her evin içerisinden akmaktadır. 1952 yılında yapılan ilk öğretim okulu bulunmaktadır. 1970 yılında yenilenen güzel bir de camisi vardır. PTT şubesi yoktur ancak PTT acentesi vardır. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ayrıca ulaşımı sağlayan yol belli bir bölümde asfalt diğer bölümlerde toprak olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır. Elektrik bağlantısı da Trabzon’un Araklı ilçesinden sağlanmaktadır. Telefon altyapısı da Araklı'dan sağlanmaktadır. Bu nedenle köy, Trabzon'a ait 0462 alan kodunu kullanmaktadır. Köyde 4 adet çeşme bulunmaktadır. Bunların 2’si Orta Mahalle’de ve 2’si de Şatıroğlu Mahallesi’nde yer almaktadır. Öteki Mahalle ve Kale Mahallelerinde çeşme bulunmamaktadır.

Şatıroğlu Mahallesi'nde bulunan çeşmeler.
                                                                                                     
Orta Mahalle'de bulunan çeşmeler. Sağ tarafta bulunanın 
üzerinde 6.10.1965 tarihi yer alıyor. Sol taraftaki çeşmenin 
üzerinde ise 1961 tarihi yer alıyor.


Köy okulu 1952 yılında inşa edilmiştir. 1990 yılının başlarında artan göç nedeniyle nüfusun azalmasına bağlı olarak okul eğitim vermemeye başlamıştır. Okul, 2016 yılında bir yangın geçirmiş ve bu yangının ardından köylülerin imkanlarıyla restore edilerek Salmankas Köy Konağı olarak köylünün kullanımına sunulmuştur. Köy okul yapısının içerisinde günümüzde Köy Konağı, Köy Muhtarlığı ve bir adet lojman bulunmaktadır.

Salmankas köy okulunun eski hali.


CAMİ

Köyün eski camisi bugün Caminin Boğaz (yerel söyleniş: Camenin Boğaz) adı verilen noktada idi. Ancak büyüklerden aktarılan bilgilere göre kış aylarında aşırı kar yağışı nedeniyle camiye ulaşımın çetin olmasından ötürü 1960'lı yıllarda köye yeni ve günümüzdeki cami inşa edilmiştir. Yeni cami 2010'lu yıllarda restorasyona uğramış ve bir adet minare ve hazire yapılmıştır. Eski caminin bulunduğu yerde günümüzde bir adet mezarlık mevcuttur. Mezarlıkta Sürmene Arpalı Köyünden Tahir oğlu Ahmet Virdil adlı şehidimizin kabri bulunmaktadır.

Eski caminin bulunduğu noktanın günümüzdeki
durumu ve eski cami ile yeni caminin konumlarını gösteren uydu görüntüsü.

İKLİM

Köyün iklimi, Karadeniz iklimi etki alanı içerisindedir. Karadeniz ikliminden Karasal iklime geçiş sahasının başlangıcında yer alır. Dolayısıyla Karadeniz ikliminin etkisi daha fazladır. Endemik çiçek türlerine rastlanır. Otsu bitkiler yoğunluktadır. Ağaç yetiştirmeye elverişli değildir. Köylü kendi ihtiyacına yetecek miktarda lahana, patates ekimi yapar. Gizemli bir armut ağacına sahiptir. Kısmi arazilerinde Kuşburnu, yaban fındığı, yaban eriği, ligarba ve meşhur yayla çayı görülmektedir.

NÜFUS

Arslanca köyünün nüfus verileri, tarihsel süreç içerisinde önemli değişimler göstermektedir. 1990'lı yıllardan itibaren kış aylarında köyde kalıcı ikamet eden nüfusun bulunmaması, güncel demografik verilerin sınırlı kalmasına neden olmaktadır.

Tarihsel kayıtlara bakıldığında, köyün nüfus gelişimine ilişkin önemli veriler elde edilmektedir:

  • 1876 Trabzon Salnamesine göre Salmankas'ta 45 nüfus, 85 hane, 65 inek, 30 öküz, 22 at, 43 keçi, 511 koyun vardır. Küçükbaş hayvanlardan 1662 kuruş vergi alınmıştır. 4422 kuruş da aşar vergisi alınmıştır. Ayrıca Salmankas o devirde Yağmurdere nahiyesi içerisinde 3288 kuruş ile en fazla vergi veren köydür. (4).
  • 1935 nüfus sayımında köy, 206'sı erkek ve 235'i kadın olmak üzere toplam 441 kişiye ulaşmıştır (20).
  • 1940 nüfus sayımında ise köy, 202'si erkek ve 242'si kadın olmak üzere toplam 444 kişilik nüfusuyla Yağmurdere Nahiyesi'nin en kalabalık köyü olmuştur (21).
  • 1955 yılında Örenler Köyü Salmankas'tan ayrılmış, bu nedenle köyün nüfusu azalmıştır. 76 erkek ve 109 kadın olmak üzere toplam 185 kişi olarak belirlenmiştir.
  • 1960 nüfus sayımında nüfus: 263 121 erkek ve 142 kadın olmak üzere toplam 263'tür.(30)
  • 1966 yılında yapılan Türkiye senato seçimlerinde köyde kayıtlı 146 seçmen olduğu görülmektedir.(25)
  • 1970 yılı nüfus sayımında köyün nüfusu 84'ü erkek ve 76'sı kadın olmak üzere toplam 160 kişiden oluşmaktadır.(24)
  • 1985 yılında köy nüfusu 163 kişiye düşmüştür (21).
  • 2002 yılı nüfus sayımı verilerine göre köyün nüfusu 189 kişi olarak belirlenmiştir. Aynı yıl köydeki ekonomik yapıya dair veriler de kaydedilmiştir: büyükbaş hayvan sayısı 114, küçükbaş hayvan sayısı 579 ve arı kovanı sayısı 52'dir.

20 Ekim 1940 tarihli nüfus sayım sonuçlarına göre
Yağmurdere Nahiyesi'ne bağlı köylerin nüfusu.


MUHTARLAR

Köyün muhtarı 2014'ten bu yana Coşkun Doğan'dır.

Seçildikleri yıllara göre köy muhtarları:

2014- günümüz.

 Coşkun Doğan

2009

 Recep Ali Kılınçarslan

2004

 Selahattin Ertürk

1999

 Zeki Yıldırım

1984

 Ali Doğan

1979

 Mustafa Davutoğlu

1974

 Mustafa Demirkıran

1970

 Süleyman Ertürk

1965

 Hamit Doğan

1960

 Yakup Ertürk

1950

 Şükrü Kılınçarslan

1935

 Şatıroğlu Mahmut

1920

 Davutoğlu Mehmet

YAYLALAR

Bir yayla köyü olan -Salmankas- Arslanca köyüne bağlı 7 adet yayla bulunmaktadır.

Köyün kendi yaylası olan Salmankas yaylasında eskiden Araklı, Yomra ve Arsin’den vatandaşlar da yaylacılık yapmakta idi. Günümüzde ise oldukça küçülen ve yalnızca birkaç kelif ve yeni beton evden oluşan yaylada Salmankaslılar, Araklılı birkaç yaylacı ve Akçaabatlı koyuncu bulunmaktadır. Salmankas yaylası eski hareketli günlerinin aksine sakin ve ıssız bir yer haline gelmiştir denebilir.

1.B. Çimen yaylası,

2.K. Çimen-Gıran yayla,

 3. Zuvas yaylası,

4.B.Balahor Yaylası,       

 5.K. Balahor yaylası,

6. Nebiyurt yaylası

7.Çatalçayır yaylası

HAZIRLAYAN: Gedikoğlu Müslüm

KAYNAKÇA VE ATIFLAR:

(1) Bilgin, Mehmet. Doğu Karadeniz: Tarih, Kültür, İnsan. İstanbul: Ötüken Neşriyat, 2007.

(2) Ünsal, Alper. "46 Numaralı Tapu Tahrir Defterine Göre Bayburt ve Çevresinde Ekonomik ve Sosyal Hayat." Yüksek lisans tezi, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, 2020.

(3) Üçüncüoğlu, A. Güngör., Kahveci, Abdulcelil. Kadimden Cumhuriyete Gümüşhane-Bayburt halkları ve yer adları. Türkiye: Torul Kültür ve Turizm Derneği, 2005.

(4) Trabzon Vilayeti Salnamesi. Türkiye: Trabzon İli ve İlçeleri Eğitim, Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı, 1995.

(5) Özger, Yunus. "XIX. yüzyılda Bayburt / Bayburt in the 19th century (1830-1900)." Doktora tezi, Atatürk Üniversitesi, 2007. 

(6) Emiroğlu, Kudret, ed. Trabzon Vilayeti Salnamesi: 1870. Cilt 2. Trabzon: Trabzon İli ve İlçeleri Eğitim, Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı, 1993.

(7) Demir, Alpaslan. "1642 Tarihli Avârız Defterine Göre Koğans Kazası." Gaziantep University Journal of Social Sciences 11, sy. 2 (2012).

(8) TOZLU, Selahattin (1998), XIX. Yüzyılda Gümüşhane, Erzurum: Akademik Araştırmalar Yayınları.

(9) Hatemi, Nilüfer. Mareşal Fevzi Çakmak ve Günlükleri. Cilt 2. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2002.

(10) Karakoyunlu, Sadri. İlimiz Bayburt. Ankara, 1990.

(11)Kültür Portalı. "Gümüşhane: Kalıplaşmış Sözler". Erişim tarihi 2024. https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/gumushane/kulturatlasi/kaliplasmis-sozler-1

(12) Saylan, Kemal. Gümüşhane-İdari, Sosyal ve Ekonomik Tarih (1850-1918). Gümüşhane: Gümüşhane Üniversitesi Yayınları, 2014.

(13) Günaydın, İhsan, ed. Gümüşhane İli SWOT Analizi. İstanbul: Gümüşhane Üniversitesi Yayınları, 2013.

(14) Gümüşhane Olay. "150 yıl önce Gümüşhane Nüfusu". Erişim tarihi 02.09.2025. https://www.gumushaneolay.com/150-yil-once-gumushane-nufusu-8050h.htm

(15) 387 Numaralı Muhasebe-i Vilâyet-i Karaman ve Rûm Defteri (937/1530). Ankara: T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, 1997.

(16) BOA. TD. 60, s. 215

(17) Karakul, Özlem. “Doğu Karadeniz’in Geleneksel Yapı Kültürüne Yapı Ustaları Üzerinden Bütüncül Bir Değerlendirme”. Art-Sanat, sy. 16 (Temmuz 2021): 381-407.

(18) M. Reşat Sümerkan, "Biçimlendiren etkenler açısından Doğu Karadeniz kırsal kesiminde geleneksel evlerin yapı özellikleri" (Yüksek Lisans tezi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, 1990).

(19) Sözen, Metin ve Cengiz Eruzun. Anadolu'da ev ve insan. İstanbul: Creative Yayıncılık, 1992.

(20) Başbakanlık İstatistik Genel Direktörlüğü (1937). "1935 Genel Nüfus Sayımı: Köyler Nüfusu" (PDF). mku.edu.tr. 16 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 31 Ağustos 2021.

(21) a b c d "Arslanca Köyü". YerelNet.org.tr. 20 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Mart 2022.

(22) 20 [yirmi] ilkteşrin 1940 genel nüfus sayımı: vilâyetler, kazalar, nahiyeler ve yüzey ölçü. Türkiye: n.p., 1949.

(23) T.C. Maarif Vekaleti Dergisi, 6 Haziran 1955, sayı 854.

(24) Genel nüfus sayımı idarı̂ bölünüş : il, ilce, bucak ve köy (muhtarlık) nüfusları, 26.10.1975. Türkiye: Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü, 1977.

(25) 5 Haziran 1966 Cumhuriyet Senatosu üyeleri kısmı̂ seçim sonuçları: Cumhuriyet Senatosu üyeleri 1/3 nün yenilenmesi, İstanbul ve Maraş illerinde boş bulunan birer Cumhuriyet Senatosu üyeliği seçimi sonuçları ile Hatay İlinde boş bulunan 1 milletvekili ara seçimi sonucu. Türkiye: Devlet İstatistik Enstitüsü, 1967.

(26) Genel nüfus sayımı, 23 ekim 1960: Il, ilce, bucak ve köy itibariyle nüfus. Türkiye: T.C. Başbakanlık, Devlet İstatistik Enstitüsü, 1963.

(27) San, Sabri Özcan. Gümüşhane kültür araştırmaları ve yöre ağızları. Türkiye: Kültür Bakanlığı, 1990.

(28) Akyürek, Ferhat. Türk-İran dostluğu ve Anadoluda yatırım dengesi. Türkiye: Yeni Desen Tic. Limited Şti. Matbaası, 1966.

(29) Harp tarihi belgeleri dergisi. Türkiye: Genelkurmay Başkanlıǧı, Harp Tarihi Dairesı, 1975.

(30) 23-Ekim-1955 genel nüfus sayımı. Türkiye: İstatistik Genel Müdürlüğü, 1961.

(31) Resmi Gazete, 17 Mayıs 1955, sayı 9008.